Efe'nin Gunlugu

Ben Efe Kara. 14 Ocak 2005 yilinda, Dilara ve Fatih Kara'nin ilk bebegi olarak dunyaya geldim, iyi ki de geldim :) Annemi, babami ve bu dunyayi cok sevdim, gelmek icin bekledigime degdi dogrusu... Maceralarimi okumak, ilk gunlerimden itibaren buyumeme sahit olmak isterseniz sizleri gunlugume davet ediyorum. Hepinizi OPUUUUM MUAAAH..

Friday, March 31, 2006

Eyen abim, canim benim

Iste bu daa, teyzemin oglu, kuzenim Eyen. Aslinda benden baska herkes Eren diyor nedense ama ben Eyen demeyi tercih ediyorum Gunlukcugum, soylemesi daha kolay cunku! Birbirimize ne kadar benziyoruz degil mi Eyen abimle, ayni sivri kafa, ayni yuz hatlari. Hatta isimlerimizin basharfi bile ayni... Cok ortak noktamiz var caniim. Ben Eyen abimi cok seviyorum. Hatta annem ne zaman bana "Senin adin ne annecigim?" diye sorsa "Eyen" diyorum ki, aslinda "Eyen abim gibi olmak istiyorum" demeye calisiyorum. Neyse, ben ne zaman Eyen abimi gorsem, gidip kolunu bacagini tutup, o meshuur opucuklerimden birini veriyorum Muuaaah diye, herkes cok guluyor bu duruma. Ortada gulunecek ne var canim, bir insan sevdigi abisini opemez mi? Hem Eyen abim de beni cok seviyor, belki ilk baslarda oldugundan daha bile cok simdi. Bir de ne zaman Eyen abim okula gitse, bana soruyorlar Eren abin nereye gitti diye, ben de buyuklerin anlayabilecegi bir dille, yani isaret diliyle basparmagimi kalem sekline getirip diger avucuma yazi yazmaya basliyorum ki, buyukler Eyen abimin okula ders calismaya gittigini anlasinlar. Ben olmasam buralarda zaten kimsenin biseyden haberi olmayacak caniim, herseyi de bana soruyorlar. Neyse kisaca ben Eyen abimi cok seviyorum Gunlukcugum ve buyuyunce ben de onun gibi Abi olmak istiyorum. Buradan bir kez daha opuyorum abimi. Muuaahhhh...

Uyusun da buyusun Efeee

Bebek olmak yorucu bir is cogu zaman Gunlukcugum, her yeni gun yeni seyler ogreniyor insan. Disaridan gorundugu gibi kolay degil yani. Bu yuzden de bebekler cok uyur ilk aylarda. Ben de bu uyuyanlardan biriydim bir zamanlar, ama simdi oyle mi ya!!

Teyzem Melike

Iste bu da Teyzem ve Annem ile bir fotografimiz sevgili Gunluk. Pembe kazakli olan teyzem Melike, beni cok sever. Aslinda teyzem, butun cocuklari cok sever, kendisinin ve Atilla Enistemin de uc cocugu var. Gulsen Abla, Ceren Abla ve Eren Abi. Hepsi benim dogumumu dort gozle beklediler, o yuzden ben de onlari hic uzmuyorum, uslu uslu oturuyorum bu fotografta da gorebilecegin gibi. Ve her seferinde Konya'ya gidip onlari gormeyi dort gozle bekliyorum. Teyzeciim uzulme, konusmaya basladigimda ilk soyledigim kelimelerden biri Teyze olacak, sirf senin guzel hatirina :)

Thursday, March 30, 2006

Dusun Efe Dusun

Bu resimde de Teyzem Melike'nin Konya’daki evinde goruntulenmisim Gunluk efendi. Deriiinn deriiin dusuncelere dalmisim gordugun gibi, tam "nolcak bu memleketin hali" modundayim. Bence bir sosyal adaletsizlik, bir de bebeklerin gaz cilesi butun sorunlarin sebebi. Iste bu resimde de, bu iki dunyevi soruna cozum bulmak icin gozlerimi taa uzaklara dikmis dusunmekteyim...Gordugun gibi, ellerime de eldiven gecirmisler. Bunun sebebini de soyle anlatayim: Tabii bende bunye yeni, adapte olmak zaman aliyor goz nerede burun nerede kestiremiyor insan ilk zamanlarda.. Iste bu zamanlarda henuz elime koluma hakim olamiyor farkinda olmadan kendi kendimi tirnakliyordum. Bizimkiler de saolsunlar, olaya hemen el koyup bu eldivenleri taktilar bana, cok da iyi oldu soyle bir bunyeye adapte olana kadar kanatmadim hicbir tarafimi bu sayede. Tabii ben bu eldivenlerin bir yararini daha gordum. Bu sayede hayatin pislikleri elime yuzume bulasmadi, ben de hep saf ve temiz kaldim. Yaa, hayat bu yasta adami filozof da yapiyor iste booyle Gunlukcugum.

Oyuncak oldugumun resmidir...


Sevgili Gunluk,
Ilk dogdugumda beni en sasirtan seylerden biri de, ilk bir kac ay annemle babamin bana oyuncak bebek muamelesi gosterip; bir turlu anne baba olduklarinin farkina varamamalariydi... Aylar boyunca beni bir oraya bir buraya yuvarlarlar, atar tutarlar, agu maguu der bi de ustune ustluk yuzume bakip bakip gulerlerdi.. Bir sure sonra ben de biraktim, heveslerini alana kadar ses etmedim artik naapiyim... Buyukluk bende kaldi. Neyse ki kocaman adam olduk artik, bu gunler cok geride kaldi, yaklasik 1 sene kadar....Bu fotograf da işte boyle ana- baba elinde oyuncak olma esnasinda cekilmis, ben de anlamsiz gozlerle anne ve babama "Ya arkadaslar bi sakin olalim!!" dercesine bakmaktayim.. Aslında o dönemlerde fotoğraf çekmeleri çok kolaydı çünkü ne olduğunu anlamadığım için boş boş bakıyordum makinaya ama şimdi oyle mi ya?? Ellerinde ne zaman fotograf makinesi gorsem hemen kapiyorum ki yine beni boyle komik pozlarda yakalamasinlar. Eger makineyi vermek istemiyorlarsa bu sefer de bi kafa darbesiyle carpiyorum alete, ki boylece fotograflar sallanarak cikiyor, cok da iyi oluyor....Yaa, iste gencken bilmiyorduk bu numaralari gunluk kardes, buyuduk ogrendik.. Gerci o zamanlar basim gaz sancıları ile buyuk dertteydi daha once de bahsettigim gibi, gozum hicbiseyi gormezdi. Geceleri 04.00-06.00 arası, bir de akşam üzerleri 18.00-20.00 arası bir sanci bir sanci, sorma...Ama çok uzun sürmedi Allah'tan, 20 gün kadar sonra kendime geldim....Diyorum ya aslında çok da zahmetli bir çocuk değildim yani, annemi, babami, anneannemi cok uzmedim..Yaa iste boyle sevgili gunluk.. Bu arada tarihe bakip aldanma, yanlis o tarih yanliiss... Dogrusu 2005 olacakti.

Wednesday, March 29, 2006

Anneannem ve Ben

Iste burada da anneannemle basbasa bir fotografimizi gorebilirsin sevgili Gunlukcugum. Benim anneannem diye demiyorum, bizim Cennet anneannemiz dunyanin en organize, en pratik, en isbilir anneannesidir. Kendisi benden once 3 cocuk, 3 torun buyutmus bir insan yani, kolay mi? Neyse, iste bu becerikli anneannem, beni de geleneksel yontemleriyle buyutmek icin bir sureligine bize tasindi ben dogdugumda, ben de bu duruma cok sevindim. Yoksa zaten annem ise baslayacakti, bana kim bakacakti? Bu fotoğraf da aslında böyle bir gelenegin uygulanışı sırasında çekildi sevgili gunlukcugum. Bak farkettiysen nasil dinliyorum anneannemi bu fotografta. Cunku anneannem literature "40 gunde Cis-Kaka Metodu" olarak gecmis calismalarini uygulamaya koymus bile.. Nedir bu yöntem? Bebeği çişe ve kakaya erken alıştırma metodu..Aslında parmak kadar bebek nerden bilir çişi kakayı diyebilirsin sevgili Gunluk. Bu soruna anneannemin o unlu sozleriyle yanıt vermek istiyorum. “Kırkımda söyleneni kırk yaşıma kadar unutmam “ dermiş insanoğlu. Bu sebeple anneannem daha 40’ım çıkmadan bezimi açarak kulağıma eğilip “çiişşşşşş” demek suretiyle erkenden bezden kurtulmam için mücadele verdi devamli. Ben de onun yuzunu kara cikartmamak icin elimden geleni ardima koymadim. Su anda 14 aylık bir insan olarak kakami kesinlikle beze yapmıyorum. Ikınma hareketiyle birlikte menzilimdeki ilk buyugun yanina gidiyor ve onlara anlayacaklari bir dilde kakamin geldigini ifade etmeye calisiyorum. Sonra bezimi açıp lazımlığa ya da tuvalet aparatıyla tuvalete oturtuyorlar beni, ben de aslanlar gibi isimi goruyorum. Oooh, temiz temiiz... Buradan bu aliskanligi bana saglayan anneanneme ve "Amaaaan anne kucucuk cocuk ne anlar cisten kakadan" demeyip kucuk yasta beni bir bilene teslim eden anneme tesekkuru bir borc biliyorum. Sayenizde yasitlarima ilk kulvarda fark attim sevgili buyuklerim, eksik olmayiniz..Bu arada, kimse anneannemin "40 gunde Cis - Kaka Metodu" na sulanmasin, ben anneannemle anlastim, buyudugumde bu metodun patentini alacagim anneannemin duvarina asacagiz beraber.. Kadincagiz o kadar ugrasiyor yani, bosa mi gitsin??

Babam ve Ben

Iste bu gordugumuz resimde de, babam beni opuyor uyandirmaya bile kiyamayaraktan gunlukcugum. Ben 15 gunluk filan olmama ragmen, babamda hala bir "Nasil yani, bu oglan simdi benim mi?? " saskinligi soz konusu.. Kolay degil tabii baba olmak, hak vermek gerek, bir anda zirt diye ciktim ortaya, sasirdi tabii adam... Annemin karnindayken nasil olsa pek belli olmuyordu varligim. Bu esnada ben uyuyordum ama annem firsattan istifade hemen kapmis makineyi bizim fotografimizi cekmis babamla.. Ilk baba-ogul fotograflarimizdan biri iste bu da gunluk kardes, ne guzel degil mi?

PIRT PIRT


Yaaa, iste kucuk bir gaz insani boyle cileden cikarabiliyor bazen sevgili Gunlukcugum, cekmeyen bilmez yani, o derece... Duyduguma gore insanoglu uzay diye bilinen uzak uzak yerlere gitmis, hala bu gaz sorununa bi cozum bulamamislar yani, ne diyim! Ben buyuyunce doktor olacagim tum bebekleri bundan kurtaracagim Gunluk, bunun baska caresi yok. Bu fotografta da gordugun gibi, fena halde kafam bozuk bu gaz isine, ikiniyorum, mikiniyroum cikmiyor bu "PIRT". Neyse yaklasik uc hafta kadar da bununla ugrastik dogduktan sonra, iyi mi?? Allahtan anneannem gibi isin piri bir insanin elindeydim de o turlu tekniklerle beni iyilestiriyordu saolsun... O yuzden ben de fazla buyutmedim mevzuyu boyle gereksiz yere aglamadim, insanlari da uzmedim bosu bosuna.. Dolayisiyla annem, babam, ve diger bilimum cevrem beni pek bi sevdi uslu durdum diye. Hatta her goren, bu cocuk boyle ciddi , ifadeli bi cocuk olacak buyuyunce, babasina benzeyecek bile dedi.. Ama bilseler ben o sirada neden o ifadeyi takinmisim!! Neyse, erkek adama yakismaz oyle aglamak sizlamak, ben de hic belli etmedim idare ettim... Aferin bana!

şşşşt...yeni doğdum uyuyoruum...

Veeee iste ilk fotograflarimdan biri sevgili Gunlukcugum... Bana cok zor gelen, ama nedense annemin sonradan mutlulukla hatirladigi bir dogumdan sonra eve geldik. Ama ilk günler, bizimkilerin telaştan fotoğraf makinesini bulup , fotografimi cekmek akillarina gelemedi bir turlu. Yok süt geldi mi, bebek ağladı mı, uyudu mu uyandi mi.. Bi rahat birakmadilar iki dakika yaa, tepemden ayrilmadilar. Ben de zaman zaman bu fotograftaki gibi uyuyor numarasi yaparak kurtuldum bu telaselerden. Bu arada uzun sure adim "bebek" olarak kaldi dogduktan sonra maalesef gunlukcugum. Ben dogmadan once beni "Efe, Efe" diye seven en yakinlarim, dogduktan sonra bebek asagi bebek yukari, bi turlu ismimi kullanmaya alisamadilar... Ne bu bee, agliyorum, bagiriyorum, yaa benim adim var bana niye bebek muamelesi yapiyorsunuz diyorum, anlayan yok.. Dogumdan sonra iki sene kadar bu buyuklerin anlayislari biraz kitlasiyor canim gunluk, ne desem beni anlamiyorlar... Hele ilk basta, resmen suratima bakip duruyorlardi... Neyse, simdi duzeldiler birazcik Allah'tan. Ben dogduktan ancak birkac gun sonra da ismimi kullanmak akillarina gelebildi nihayett... Allahim allahim, ne zor seydi bebek olmak. Bu da iste, dogumumdan sonraki 6’ıncı günumden bir fotograf boyle sevgili gunluk... Bizimkiler bu gunlerde, biraz daha alisabildiler bana nihayet, ben de sakin sakin durdum, ilk gunlerden hemen bir problem yasatmadim onlara ki, azicik dinlensinler... Baslarina geleceklerden habersiz, mutlu mesut yasayip gittiler birkac hafta.. Taaa ki "gaz cikarma" nin hayatimizda ne onemli bir yer isgal ettigini anlayana kadar...hehhehehhehe (Tarih 20/01/2005)

Annem ve Ben


Sevgili Günlük,

Zaman ne çabuk geçiyor, daha dün gibi annemle bu fotografi cektirdigimiz.... Tabii ben bu fotoğrafta, henüz hayata gozlerimi açmamıştım... Aslinda hayatımın bu donemleri biraz bulanık, malum annemizin karnında o kadar sıvının içinde, gozlerimiz kapalı, sadece duyduklarimla her ayrıntıyı net anlayamıyorum.. Ama anladıgım kadarıyla, bugün annemle bizim dogum iznimiz başlıyordu..Dolayısıyla annemin ofisteki bir sureliğine de olsa son günüydü... Itiraf etmek gerekirse, annem o gün pek iş yapmadi, ortalıkta salına salına dolastı durdu.. Tabii kadıncağıza 8 küsür aydır beni karnında taşımanin verdigi bir agırlık çokmüstür heralde, ondan olsa gerek... Neyse zaten herkes çok anlayışlı davrandı, belki de "Aman dokunmayalim, şimdi buracikta doğurur moğurur, idare edelim, bugunu de atlattik mi tamamdır" düşüncesiyle de olabilir, artık bilemiyorum.. Neyse, uzatmayayım, o gün herkes benim ve annemin fotoğrafını çekip durdu. Annem de her onüne gelene poz veriyor, "Çek ,çek..Bu oğlumu karnımda göreceğiniz son günler" diyordu. Tabii o anda benim ne şekil bi bebiş olacağımı bilmiyordu, tek bildiği adımın “EFE” olacağıydı. Ama bilseydi ben nasil şeker bi bebeğim, eminim 32 hafta filan dinlemez, beni karnindan çeker çıkarıverir, simdi yaptıgı gibi muuaah muaaah diyerek operdi..hehehehe..Ne günlerdi beee...